Evlilik zor zanaat. Lafa böyle başlamamın nedeni, baldızımdan dolayı başıma hayli dert açılmış olması. Ama okuyunca eminim, “Böyle dert dostlar başına.” diyeceksiniz. Aysunla sevişerek evlendik, ikimiz de işletmede okuyorduk. O benden iki sınıf alttaydı. Derslerine yardımcı olacak birini arıyordu ama sadece o kadar. Tam gösterip vermeyen cinsten bir kadındı. Ama bunu bilmek bile sınıftaki bütün erkeklerin hiç olmazsa bir sefer ona yamanmaya çalışmasını engelliyordu. İncecik belinin altında öyle tatlı kalçaları vardı ve yürürken onları öyle bir çalkalardı ki, benim diyen erkeğin sikinin kalkmamasına olanak yoktu. Göğüslerine sutyen takmak yerine iki kat fanila giyip, üzerine bir şeyler giyerdi ki yürürken onlar da aşağı yukarı oynasın, zaten kalçalarına eriyen erkekler iyice köpeği olsun. Yüzü muhteşem değildi ama hoş dudakları ve biçimli bir burnu vardı. Düz kahverengi saçları nerdeyse beline kadar inerdi. Kimse sikmemişti dediysem, sikemeyenler de salaklıklarından sikememiş değildi hani. Kız kimsenin evine gitmiyordu. Ona ders vermek isteyen herkes onların evine gidiyor, sinema, piknik, bok püsür için randevu koparmaya çalışıyordu. O da, başka arkadaşları da olursa bir kez için kabul ediyor, ikincisinde başından savıyordu. Ben işi riske etmemek niyetiyle iki kez bunların evine gittim. Ondört yaşında birde ufak kardeşi vardı. Ondört yaşında ama nasıl bir yaratık olacağı daha o günden belliydi. Ne kadar küçük bir kız olursa olsun bakışlarında bir orospuluk vardı. Hani bir büyüsem de şu erkekleri am suyumun peşinde koşturtsam diyen cinsten. Ablasının kardeşi diye düşündüm. Neyse, iki seferden sonra bundan ders notlarını istedim. Benimkilerle birleştirip devre sonu imtihanı için özet çıkartacaktım güya. Palavra tabi, gidip bacağımı alçıya aldırdım ve iki gün okula gitmedim. Sınava dört gün kalmış, bizimkinin götü sıkışmıştı. Benim ne aradığımı, ne sorduğumu ne de okula geldiğimi görünce telefon etti. Eve davet etti ama ben bacağımın kırıldığını, isterse gelip notları alabileceğini, benim yerimden kalkacak halim olmadığını söyledim. O da eli mahkum eve geldi.Uyanıklık edip ona aşılmadığım, randevu falan kopartmaya çalışıp oralarda onu mıncıklamak amacıyla kıvırtmadığım için kendine güveni gelmiş, kapıyı tek başına çalmak cesaretini göstermişti. Hayatının hatasını yapmıştı. Onu sikmeden gönderirsem bunu ömür boyu içimde taşıyacağımı biliyordum. Ona çay koyup masaya oturttum ve banyoya uğrayacağımı söyledim.
Banyodaki bir kaç parça öteberiyi devirerek yere uzandım. Koşarak banyoya geldi ve beni yerde buldu. Ben bir yandan sızlanıyor, bir yandan da ayağa kalkmaya çalışıyordum. Kolumun altından tutarak beni kaldırdı. Beraber odaya kadar geldik. Beni tam yatağa bırakıyordu ki onu da kavrayarak yatağa düştüm. Altımda kalmıştı. Sikim tam bacaklarının arasına yaslanmıştı. Giydiğim eşofman sikimin sertliğini gizleyemiyor, onun eteği ise sikimin kabartısını kumaşın kıvrımları arasına davet ediyordu.Ne olduğunu tam anlamamıştı. Bir süre öylece kalakaldık. Sonra yavaş yavaş belimi oynatmaya, sikimi yukarı aşağı sürtmeye başladım. Onun da bunu istediği belliydi ama gözlerini koca koca açarak “yapma” diye haykırdı. Devam ettim. Artık sikimi yukarı aşağı sürtmüyor, tam aminin hizasına dayamış, hafif hafif ittiriyordum. Daha zayıf bir sesle Tapma.”dedi. Öteki elimle de kazağın üstünden göğsünü okşarken diğerini hafifçe aralık olan bel hizasından sokmuş, etini okşuyordum. Daha zayıf ve isterik bir biçimde “Yapma”diye inledi. Sikimin ucu sızan zevk sıvılarıyla sırılsıklam olmuş, neredeyse donuma boşalmışım gibi ıslanmıştı. Sikim bu haldeyken onun bacak arasının durumunu düşünemiyordum. Kendini bırakmış, eşofmanımın altına soktuğu ellerini sırtımda dolaştırıyor, beni kendisine çekiyordu. Ona hissettirmemeye özen göstererek eşofmanımın altını çıkarttım. Donumdan zorlukla kurtulan sikim serbestti artık. Sanki sevişmenin doğal hareketleriymiş gibi eteği biraz kaldırıp sikimi altına soktum ve donuna yasladım. Donu o kadar ıslanmıştı ki, sanki yeni sudan çıkmış gibiydi. Geriye çekip çekip donuna vuruyordum. Her vuruşta hafifçe inlemeye başlamıştı. Sikimi vurdukça kilot da kaymıştı. Biraz daha yana kaydırmak için bilinçli birkaç vuruş yaptım. Sonunda sikim klitorisine değmeye başladı. Hafifçe ilerleyerek kızlık zarına dokundum. “Sakın yapma. Ne olur daha ileriye gitmeyelim!..” diye uyarırken omuz başlarından tutup bütün gücümle yüklendim. Ağzından bir feryat yükseldi. Ama bunun yalnızca acıdan mı yoksa, olabileceklerin etkisinden mi olduğunu bilmiyorum. Gidip gelmeye devam ediyordum. Gözlerinden bir damla yaş gelmişti. Fakat hissettiğim kadarıyla o da içinden çıkmamı istemiyordu. Aminin içi fırın gibiydi. Sıcak, kaygan ıslaklığında sonuna kadar ilerliyor, geri çekiliyor, tekrar gidiyordum. O da kendini benim ritmime uydurmuştu. Kalçalarını çalkalıyor, geri çekilirken içinden tamamen çıkmamam için kendisini itiyordu. Her tarafımı ateş basmıştı. Gelmek üzereydim. O kadar zevk alıyordum ki son ana kadar çıkmamaya karar verdim. Spermlerimin taşaklarımdan sikimin ucuna yürüdüğünü anladığım an çıkmaya çalıştım ama bu sefer de o izin vermedi. Biraz gecikmem yüzünden ilk büyük fışkırtıyı o güzel, kaygan amin içine boşalttım, içine boşaldıktan sonra azının çoğunun olmadığını bildiğim için hiç zevkimi bozmadan boşalmaya devam ettim. Boza kıvamındaki spermim onun zevk bahçesine doldu. Gelmesi bittiğinde üzerine uzandım. Sessiz sessiz ağlıyordu. Açıkçası içime dokunmuştu. Üstelik acemi biri olmamama, en az on kadınla yatmış olmama rağmen bu denli zevk aldığımı hatırlamıyordum. “Merak etme. Gerekirse seni alırım.” dedim. O ağlamaya devam etti. Onu avutmaya çalıştım. Biraz sonra tekrar seviştik.Bu iş o hamile kalana kadar devam etti. Hamile olduğu anlaşılınca ailesi biraz mırın kırın edip kızı verdi.
Bir yandan okula devam ederken bir yandan çalışıyordum. Karım hamileliğinin dördüncü ayında bebeğini düşürdü. Derken benim okulum bitti ve askere gittim.Askerde güneydoğuya düşmüştüm ve pek hoş bir askerlik geçirmedim. Ben askerdeyken kızkardeşi onunla kalıyordu. Üstlerden birisiyle takışıp firarda yakalanınca askerlik bayağı uzadı. Sonunda eve döndüm. O gece öyle bir sikiştik ki, bütün komşuların sesten uyuyamadığına eminim. Ertesi gün kardeşi Müberra geldi, izne geldiğimde fazla dikkat etmemiştim. Aradan geçen bunca zamandan sonra Müberra bayağı güzel bir kız olmuştu.Baldızım o gece bizde kaldı. Benim azgınlığımın yarısı bile geçmemişti. Aysuna “Hadi sikişelim” dedim. “Kardeşim uyanık.” diye biraz nazlandıktan sonra razı oldu. Onu domaltarak arkasına geçtim ve bütün gücümle vurmaya başladım. Bağırmamak için kafasını yastığa gömmesine rağmen öyle güçlü haykırıyordu ki duyulmamasına olanak yoktu. Sikimi aminin dudaklarını denizaltı gibi yararak rahmine kadar uzandığında acıyla karışık bir çığlık atıyordu. Boşalmaya yaklaştığı zaman sağ kalçasını biraz daha havaya kaldırıp sol tarafıma abanırdı. Şimdi de öyle yapıyordu. Hızımı arttırarak onun patlamasını sağladım. Haykırarak patladı ve yatağa uzandı. Kendisinin üzerinden vazelini almak için döndüğümde Müberranın kapı aralığından bizi seyretmekte olduğunu gördüm. Onu fark ettiğimi hissedince geri çekilmedi bile. Sikimi ve Aysunun göt deliğini vazelinleyerek yavaş yavaş girmeye başladım. Aysun uzun zamandır göt deliğinden sikişmediği için biraz tedirgin, kendini kasmış bekliyordu. Kafasını soktuğumda durdum. Yan taraftaki aynaya göz ucuyla baktım. Sevgili baldızım hala bizi takip ediyordu. Sikimin gövdesini de içeri sokmaya başladım. Karımın kasılmış göt deliğinde yavaş yavaş ilerliyor, onun sıcacık çukurunu fethediyordum. Sikim köküne kadar girdi. Dışarı çekmeye başladım. Göt deliği sikimi tam bir kılıf gibi kaplamıştı. Kafasına kadar çıkarıp tekrar soktum. Bir iki sokuş sonunda artık Aysunda alışmış, keyfini çıkarmaya başlamıştı. Zevkli zevkli inliyordu. Arasıra, “Sok, daha sok” diyen sesini duyuyordum. Ona kendini iyice kasmasını söyledim. Öyle bir kastı ki daha 20 kere ya girmiş ya girmemiştim, gelmekte olduğumu anladım. Sikimi çıkarıp elime aldım. Onu döndürürken bir yandan da kıvamını kaybetmemek için sikimi sıvazlıyordum. Ağzını açtırdım ve üzerinde sikimin ucu ağzının hizasına rast gelecek şekilde durdum. Spermlerim ağzına yağmaya başladı. Sikimin ucundan fışkıran sıvı onun dişlerine, dudaklarına, diline geliyor. Her damlanın değişinde içini çekiyordu. Tamamı geldiğinde Aysuna hissettirmeden kapıya bakmıştım.
Baldız bir elini amma atmış, parmaklıyordu. Sonra odasına gitti. Aysunda tuvalete gittikten sonra yanıma uzandı. Ben bir kez daha si-kişmek istiyordum ama o halinin kalmadığını söyleyerek götünü döndü ve uyudu. Kalkarak tuvalete gittim. Sikimi yıkamaya başladım. Yıkarken yeniden dikildi. Kendi kendime 31 çekmeye başladım. Nerdeyse gelmek üzereydim ki baldızımın kapının yanında dikildiği gördüm. Kafamla gelmesini işaret ettim. Gelince sikimi ağzına verdim. Sikimi ağzında dolaştırıp vantuz gibi emiyordu. Sesim titreyerek, geleceğimi ağzımdan çıkarmasını söyledim ama o daha beter emmeye başladı. O güzel ağzının içine akıttığımı düşününce tepeden tırnağa ürperdim. Gelişlerimle senkrönize olarak emiyordu. Tam attırdığım anda olanca gücüyle emiyor ve yutkunuyordu. Sevgili baldızımın hiç de amatör olmadığını farkettim. Spermlerim bittiğinde yarağımı ağzından çıkarıp dudaklarını diliyle bir yaladı ve hiçbir şey olmamışçasına dönüp odasına gitti. Sersem gibiydim. Ben de dönüp karımın yanına yattım. Ertesi sabah kahvaltıda hep beraberdik. Müberra babasının kendisini üniversite sınavlarını kazanmasına karşılık ödül olarak Bodruma göndereceğini ama bizim de gelmemizi şart koştuğunu söyledi. Hem bu bizim için de yaşayamadığımız halayımız olacaktı, hele de askerden yeni dönmüş biri için mükemmel bir teklifti. Ama kendimi bir an için, Bodrumda hayal ettiğimde sikişmeyi düşündüğüm kadının Aysun değil Müberra olduğunu fark ettim. Ben askerdeyken Aysun oldukça büyük bir çalışmaya başlamıştı. Zor bela izin aldı. Hep beraber Bodrum yolunu tuttuk. Otele yerleştik. Müberra yan odadaydı, ilk gece Aysunu bütün gücümle siktim. Öyle bağırtıyordum ki bütün Bodrum sikişimizi duymuştur herhalde. Sabah Aysunla kahvaltıya indik. Müberra gelmemişti. Ben Aysuna gidip kardeşine bakmasını söyledim. Aysunu şımartmaya gerek olmadığını söyledi. Israr edince “Git kendin bak, daha kalkmamıştır kevaşe” dedi. Anlaşılan ısrarım canını sıkmıştı. Havuzun kenarında olduğunu, kahvaltımız bitince oraya gelmemizi söyledi ve sofradan kalktı. Müberranın odasının kapısını tıklattığımda içerden “Gir” diye bir ses duydum. Kapıyı açtığımda onu karşımda çırılçıplak dururken gördüm, içeri girip kapıyı kapadım. Koşarak üstüme atladı. Kollarını boynuma, bacaklarını belime doladı ve “Dibine kadar gir. Ablama sokacağın yarağı istiyorum. Amımın dibine kadar gir. Beni de onu bağırttığın gibi bağırt.”dedi ve dudaklarıyla dudaklarıma yapıştı. Dudaklarımı ısırarak kıvırıyordu. Sikim çatlayacak gibi şişmişti. Onunla birlikte yatağa atladım ve üstümü çıkarmaya başladım. Bir yandan da onu öpüyor, emiyordum “Çok emip morartma, kaybedecek zamanımız yok, hemen sok sikini” diye fısıldadı. Üzerimdeki tişörtü çıkartmamıştım bile. Onun avucumdan biraz büyük, uçları ok gibi olmuş memelerini tutarak pozisyonumu aldım. Sikim, amma deydiğinde ıslaklık ve dudakların ateşinden azmış olduğunu anladım, içeri girmek için ittirdiğimde sikim kayarak yukarı doğru yöneldi, ince parmaklarıyla sikimi tutarak am deliğine hizaladı, ittirdiğimde sikim yumuşak bir kayışla içine batmaya başladı. Onun da amı ablasıyla ilk sikişmeye başladığımızda olduğu gibi ateş sıcaklığındaydı. Milim milim içeri kayıyordum. Tamamını sokmadan durup geri çektim ve tekrar girmeye başladım. Ellerinin ve ayaklarının hareketlerindenkontrolünü kaybetmeye başladığı belliydi. “Gir, gir. Boşalacağım, çabuk gir.”diye haykırıyor, tuttuğu kollarımı kendisine çekerek, belini bana doğru atarak sikimi biraz daha fazla içeri sokmaya çalışıyordu. Ulur gibi inleyip, kesik kesik nefes almaya başladığında orgazmının yakın olduğunu anladım. Aynı şekilde yarım girmeye özen göstererek birkaç kez daha gidip geldim. Orgazm olup derinden bir inleme salmaya başladığında sikimi sonuna kadar soktum. Taşaklarım ona değen dudakların salgı-sıyla ıslanmıştı. Biran önce gelip, Aysunu huylandırmadan dönmek için kendimi zorluyordum. O ikinci kere gelmeye hazırlanıyordu. Geleceği anda geriye çekileceğimi farketti ve “İçime boşalmaktan korkma, hap kullanıyorum.”dedi Sikim artık yüzercesine gidip geliyor, şapırtılar arasında yeniden kasılmaya başlayan amımın derinliklerine değiyordu. Ben boşalırken oda boşalmaya başladı. Gözüm bir an karardı, yıldızlar uçuştu, düşmemek için kendimi zor tuttum. Hemen giyinip havuza, Aysunun yanına indik. Aysun güneşleniyordu, iki yanındaki şezlonglara uzandık. Uyumuşum. Öğleden sonra bir saat kadar denize girip otele döndük ve akşama kadar kağıt oynadık. Akşam diskoteğe gittik. Aysun iki dubleden sonra feleğini şaşırdı ama öyle şirretlik yaptı ki üçüncü, dördüncü ve beşinci kadehlere engel olamadım. Müberra ile kah koltu-kaltına girerek, kah taşıyarak odaya getirdik. Odaya girer girmez sikime atıldı. Şortumu indirerek sikimi tuttu ve emmeye başladı. Saçmalamamasını, kardeşine ayıp olduğunu söylediysem de, “O da gitsin başkasının yarağını emsin.” ded ve kollarımda sızdı. Onu yatağa yatırırken sikimin kalkık ve şortun dışında olduğunu farketmemiştim bile. Ta ki sevgili baldızım ağzına alana dek. Karımı odada boş olarak bulunan üçüncü yatağa yatırdım ve soyundum. Müberrada soyunmuştu. 69 pozisyonunda yatarak kalçalarını suratıma çektim ve göt deliğini yalamaya başladım. Kararlıydım. Bu sefer Müberrayı göt deliğinden sikecektim. Daha önce hiç sikilmediği belli olan göt deliği sikimin her temasında kendini sıkıp bırakıyor, baldızım sikime daha birzevkle asılıyordu. Altından usulca kayıp, arkasına geçtim ve güneş yağını göt deliğinin hemen arkasına sıkıp işaret parmağımla içine yedirmeye başladım. Sımsıkı delik parmağımı mengene gibi sıkıyordu. Gözleri denememi istediği için de bana dönerek “İlk defa olacak, ne olur dikkatli ol, canımı yakma” dedi. Sikim taş gibiydi, gözlerimi onun Akdeniz gamzelerinden ayırmadan kafamı salladım, işaret parmağımın yanında orta parmağımı da sokunca önce dişlerini sıktı, sonra korkusu geçtiği için göt deliğini serbest bıraktı. Biraz alıştırdıktan sonra parmaklarımı çekerek yaladığım sikimi göt deliğine yasladım ve kendisinin geri geri gelerek almasını, benim kıpırdayamayacağımı söyledim. Bu ona güven vermişti. Önce yavaş, sonra gittikçe hızlanan bir tempoyla sikimin kafasına doğru gelmeye başladı. Yarağım deliğine bir koç başı gibi vuruyor. Sikimin kafasının yarısından fazlası içeri giriyor, sonra tekrar çıkıyordu. Son vuruşta kafasının tamamı girdi. Kafasını çıkarmayacak şekilde biraz geri çekildi ve sonuna kadar ilerledi. Heyecandan kendisini iyice kasmıştı. Ben de heyecanımın doruğundaydım. Bir kez daha ileri gidip yavaşça geri gelmesine müsade ettim, sonra kalçalarının yanlarından tutarak kontrolü ben aldım. Hızla çekip itiyor, götünün bütün kaslarının kasılışını hissediyordum. Acıyla karışık zevk çığlıkları atmaya başlamıştı. O çığlık attıkça ben dibine kadar giriyordum. Deliğini o kadar daraltmıştı ki gelirken, benimki büyümeye başladığında, nabzımın her atışını hisseder hale geldim, ilk kez kullanılan bu deliğe spermlerimi akıtmaya başladım. Her fışkırtmada sikim genişliyor, onun canı acıyor, kendini kasıyor, bir dahaki fışkırtmaya kadar bir ömür gibi gelen olağanüstü bir zevk alıyordum. Bittiğinde sikimi onun göt deliğinden çıkartmadan uzandım. Sonunda sikim küçüldü ve içinden çıktı. Aysunu yatağa yatırdık ve odasına gitti. Sevgili baldızımla bodrumda tam 6 kaçamak yaptık. Eve dönünce bir sevgili buldu ama kaçamaklarımız hala sürüyor